Doç. Dr. Ufuk Özuğuz

Sekonder Diyabet

Diyabet, genellikle Tip 1 ve Tip 2 olarak sınıflandırılsa da, bu gruplara dahil olmayan özel diyabet formları da vardır. Bu özel diyabet türleri genellikle genetik, hormonal bozukluklar veya diğer altta yatan tıbbi durumlar nedeniyle ortaya çıkar.

1. Gebelik Diyabeti (Gestasyonel Diyabet):
Gebelik sırasında ortaya çıkan diyabet türüdür. Genellikle ikinci veya üçüncü trimesterde teşhis edilir. Plasenta hormonlarının insüline karşı direnç geliştirmesi nedeniyle oluşur.

Risk faktörleri: Fazla kilo, ailede diyabet öyküsü, önceki gebeliklerde gestasyonel diyabet öyküsü.
Komplikasyonlar: Makrozomi (büyük bebek), erken doğum, doğum sırasında zorluklar ve anne ile bebekte uzun vadeli Tip 2 diyabet riski.
Tedavi: Sağlıklı beslenme, egzersiz ve gerektiğinde insülin tedavisi.

2. MODY (Maturity-Onset Diabetes of the Young):
MODY, genetik bir diyabet türüdür ve genellikle genç yaşlarda başlar. Pankreastaki beta hücrelerinde genetik mutasyon nedeniyle insülin üretimi bozulur.

Özellikler: Genellikle obezite olmadan ortaya çıkar ve otoimmün bir süreç içermez.
Tedavi: Tipine göre değişir; bazı MODY türlerinde oral ilaçlar etkili olabilir, bazılarında ise insülin gerekebilir.

3. LADA (Latent Autoimmune Diabetes in Adults):
Gençlerde görülen Tip 1 diyabet ile benzer bir süreç yaşansa da, belirtileri yetişkinlikte ortaya çıkar. Yavaş ilerleyen otoimmün bir diyabet formudur.

Tedavi: Başlangıçta oral ilaçlarla kontrol edilebilir, ancak genellikle insülin ihtiyacı doğar.

4. Sekonder Diyabet:
Başka bir hastalığın veya durumun bir sonucu olarak gelişir.

Pankreatik hastalıklar: Pankreatit, pankreas kanseri veya kistik fibrozis.
Endokrin hastalıklar: Cushing sendromu, akromegali, feokromositoma.
İlaç kullanımı: Kortikosteroidler, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar ve bazı antipsikotikler. 

Sonuç:
Bu özel diyabet formları, doğru teşhis ve tedavi için dikkatli bir değerlendirme gerektirir. Genetik ve altta yatan hastalıkların belirlenmesi, bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarını mümkün kılar. Erken müdahale ile uzun vadeli komplikasyonlar önlenebilir.